Bağışlarınız İçin Hesap Numaramız DOHAD - İs Bankası Gayrettepe Şubesi - 529030

ÜSTMERKEZ JEOTERMIK PROSPEKSIYONU!
Prof.Dr.Ugur KAYNAK 
Anadolu Çevre Asamblesi Baskani
29.07.2003


Bu asagidaki yorumlama çalismasini okuyan siz amatör sismologlar, umarim “Hoca dogru söylüyor. Hep yeni yöntemleri Amerikalilar Avrupalilar ya da Japonlar mi gelistirecek? Bizden biri neden olmasin?” diyebilirler.

Ama ben baska bir sey daha öneriyorum. Ground Verfication. Yeryüzünden gerçekleme.

29.07.2003 saat 11.00 itibari ile Buldan depreminin ana sokunun yeri ve artçilarinin dagilimi asagida sunuldu. Deprem etkinligi Alasehir grabeninin topografyadan yavas yavas silindigi Güney Dogu ucuna rastlar. Asagidaki degerlendirmeleri yapmak olasidir: 

Bu grabenin özellikleri nelerdir? Olusumundaki kabuk ve kabuk alti etkinlikler nelerdir? Neden Alasehir Grabeni Türkiye’mizde M>6 episantr dagilimindaki sekiz adet baskin çizgisellige karsi gelerek, 60°-120° tümler açida olusmustur? Diyapir yükselimlerin volkanolojik bilesim bakimindan ipuclari nelerdir? Sorularinin yanitlarini harmanladiginizda kafanizin içinde “ya da elinizin altinda” üç boyutlu bir Alasehir Grabeni güney dogu ucu blok diyagrami biçimlenmeye baslar. Bu diyagramda hem yapisal jeoloji, hem tektonizma, hem volkanizma, hem de zaman içerisindeki evrim asamalari yer aldiginda ise artik elinizdeki modele dördüncü boyut olan zaman da katilmis olur. Bu durumda olayin jeotermik aktivite boyutunu da degerlendirmeye yetkin hale gelebilirsiniz. Ben de öyle yaptim. Elinizde saglam veriler ve dagarciginizda saglam bilgiler olmadan, sadece hayal ederek bu ya da benzer sonuçlara ulasilmasinin hayal bile edilmemesi gerçegini hatirlatmakta yarar görüyorum.

Şekil-1.Türkiye’nin M>6 Episantr Dagilimina Bagli Sismotektonigi.

Şekil-1, hiç bir yorum veya yan bilgi katilmadan sadece episantr dagilimindan yararlanilarak hazirlanmistir. Yani bu Sismotektonik Şablona itirazi olan varsa, lütfen itirazini bana degil, yeraltina iletsin!. Görüldügü gibi düsük magnitüdlü depremler tabii ki tektonizma ile birlikte, birçok farkli etkenden olusabildikleri halde, yüksek magnitüdlüler yapisal olarak sadece levha boyutunda tektonizmayi temsil ederler. Şimdi bizim ünlü KAFZ, bu tektonik çizgisellikler arasinda neredeyse öksüz kaldi. Diger bir bakis açisi ile bu genel çizgisellige bas kaldiran tek aykirilik KAFZ’dir de denilebilir. Ama bu baglamda Alasehir Grabeninin de unutulmamasi gerekir. Görüldügü gibi birbirine çok az hata ile paralel olusan sekiz adet KD-GB dorultulu çizgisellik var. Bunlardan kuzeyde kalan iki tanesi dogrultu atimli KAFZ saçaklanmasina, ortada kalan Alasehir hariç dört tanesi yeryüzünde saçaklanmis olsa da derinlerde birbirine paralel olan grabenlere, güneydeki iki tanesi ise Ayni Yöne Bakan Hendek Transform Faylarina aittir. Yani etken tektonik birim üç farkli tipte olsa da paralellik bozulmuyor. Öyleyse onlarin da üzerinde etken olan bir güç var demektir. O güç te hiç tartismasiz, Afrika levhasinin, sahipsiz buldugu için ortadan kaldirmaya çalistigi Neotethys Okyanusunun kalintisi olan Akdeniz’e saldirmasindan kaynaklanmaktadir. Haritada Güney Dogu Anadolu Bölgemize çizilen büyük kirmizi oka karsilik, bati Anadolu’da görece daha küçük yedi adet antiparalel ok daha çizilmistir. Ancak bu oklarin paylarina, ortalama batiya kaymanin yedide birini veremeyiz. Çünkü bu kaymanin büyük bir kesrini KAFZ’nin kuzeydeki saçaklanmasi ve güneydeki Transform Faylar paylasmaktadir. Ortadaki dört adet Grabenin düsey bileseninin yaninda çok az miktarlarda da olsa yatay bilesenlerin de yer oldigi zaten odak çözümlemeleri ile tesbit edilebilmekte olup bunlar ihmal edilebilecek düzeyde olabilir. Ama yine de bu paralel olusum zorlamasi, Bati Anadolu’da kabuk ve kabuk alti kapsaminda bir ekaylanma oldugu izlenimini vermektedir.

iste bu sablon içerisinde Alasehir Grabenine baktigimizda tek aykiri grabenin bu oldugunu görüyoruz. Ancak topografik haritaya baktiginizda hiç te aykirilik olmadigini, diger grabenlerinde bu yönlerde tali kollara ayrildigini görürsünüz. Öyle olmasi da gerekiyordu. Zira çok derinden zorlayan konveksiyon yükselimle birlikte daha sigda çalisan Girit-Kibris Dalma Batma zonunun diyapir yükselimleri, ve en azindan Ege Bölgesinde dört adet oldugu düsünülebilen manto sorguçlarinin etkinlikleri ile yeryüzünde Domlasma (bir-iki metrelik kubbelesme) asamasi geçilmis olup, Üçlü Eklem (Triple Junction) asamasina ulasilmistir. Graben vadilerinde açilan sondajlarda hep ilik su bulunmasinin nedeni budur. Bu yapilanma ise aralarinda 120° açi bulunan çizgisellikleri olusturur. O yüzden grabenlerin kollari ile ana kol arasinda bir tarafta 120° lik açi olusurken karsi tarafta da tümler açisi olan 60° lik kol ayrilma açilari olusur. Alasehir grabeni de bu genel çizgisellige yaklasik olarak 120° - 60° lik açilarla iki bastan baglanmistir. Alasehir Grabeni olasilikla iki bastan birlesen iki adet üçlü eklem aykiri kolu ürünüdür. Şimdi asagidaki episantr dagilimini yorumlayalim:



Şekil-2.Episantr Dagiliminin iki Boyutlu Yorumu. 

Özellikle M>4 lük depremlerin dagiliminin dairesel olmasi yorumlama tekniginin güvenilirligini artiriyor. Bu dagilima bakinca artik kimse, “her depremde enerjinin dagitimi, rastgele dagilimla dolayisi ile dairesel dagilimli episantrlarla temsil edilir” diyemez. Zaten Ugur hoca her gördügü “enerjinin dagilimi geregi olusan dairesel dagilimi, dipten kaldirma diye yorumluyor” da diyemez. Peki bu yeryüzünde varligini gördügümüz graben ile es dagilimli dikdörtgen biçimli uzanima ne demeli. Demek ki her dagilimin dairesel olmasi zorunlugu yok. Böyle yapisal biçimler de ortaya çikabiliyor. O zaman dairesel dagilim da olasilikla rastgele dagilim degil, bir yapisal biçemdir (sablondur) diyebiliriz. 

Bir grabenin olusmasi için tek ve yeterli neden, yerkabugunun altindan uygulanacak bir kaldirma kuvvetidir. Bu kaldirma kuvveti gerilime neden olur. Gerilimin sonucunda, asimetrik veya simetrik, bakisimli ve egim atimli faylar olusur. islem devam ettikçe faylarda açilma gerçeklesir. Açilma sonucunda ise bu faylar deprem üreterek çalisir.


Şekil-3. Episantr Dagiliminin Üç Boyutlu Yorumu.

Üç boyutlu diyagramda görünen su:

1.Diyapir kaldiriyor, 
2.Bakisimli Egim Atimli Fay Çifti açiliyor, 
3.Ortada askida kalan blok oturuyor. 

Belki bir ayrinti olarak oturan blokun Güney Dogu ucu , Kuzey Bati ucunda daha fazla oturuyor. Bu nedenle belli belirsiz bir yatay bilesen de olaya katiliyor.

Sonuç olarak madem ki böyle üç boyutlu bir blok diyagrama ulastik, o zaman sebep-sonuç sürecini çalistirarak “merkezde jeotermik gradiyent” yüksektir sonucuna varmamiz dogaldir.

sismikhaber.org , Doğa Hareketleri Araştırma Derneği sitesidir. www.dohad.org
Gönüllü olmak ister misiniz?