Bağışlarınız İçin Hesap Numaramız DOHAD - İs Bankası Gayrettepe Şubesi - 529030

Mayıs 2004 Aşkale Depremleri.

Uğur Kaynak Ph.D.


Her ne kadar Kandilli, birinci depremin adını Şekil-1’deki haritada yazıldığı gibi “Aşkale” olarak değiştirdiyse de, bana göre birinci deprem Çat sınırları içerisinde kaldığından ve ikinci Aşkale depremi ile aralarında 16 km, Aşkale deprem dışmerkez kümesi ile aralarında 20 km uzaklık olduğundan, ilk isimlendirmede olduğu gibi “Çat” olarak kalsaydı daha iyi olurdu. Daha iyi olurdu da, adı ne olursa olsun yine de depremcilerin yerleşimi açısından ortalık karışırdı. Zaten Şekil-1’e bakınca ortalığın karışmış olduğu ilk bakışta görülüyor. Bunun nedenleri,
1. USGS ile Kandillini koordinatları arasında uyuşum yok. USGS’nin verdiği dışmerkezler yeşil, Kandillininkiler koyu pembe. (Ben koyu pembe deyince pek rengi canlandıramıyorum. Onun için çingene pembesi diyeceğim.)
2. USGS ile kandilli arasında büyüklük uyuşumu yok. Kandilli’nin 5.1 dediğine USGS 5.6 diyor. Bu fark pek önemsenmemeli. Çünkü uzak istasyonlar yüzey dalgalarından büyüklük hesaplamak zorunda kaldıklarından biraz beklenilenden büyük değerler elde edilebilirler.
3. Çat depremi (güneydeki) hiç artçısı olmayan bir deprem gibi duruyor. 5.1 lik depremin en azından bir miktar artçısı olması gerekmez mi?
4. Eğer Aşkale’deki dışmerkez kalabalığı Çat depreminin artçıları ise neden ana şoktan 20 km uzakta ve Çat tektonik çizgiselliğine paralel değil de Aşkale tektonik çizgiselliğine paralel oluşuyor?
5. Eğer Aşkale’deki dışmerkez kalabalığı Çat depreminin artçıları değilse o zaman bu kadar çok sayıda ve artçı formatındaki deprem kalabalığı, birinci depremden 20 km uzakta oluşan bağımsız bir depremcik fırtınası gibi düşünülebilir mi?
6. Eğer öyle ise bu deprem fırtınasını Çat depremi mi tetikledi?
7. Eğer öyle ise bu kez, bağımsız depremcik fırtınasının içerisinde Aşkale 5.3 depremi oluştuğuna göre bu kalabalığın içerisinde belki de bir iki adet öncü deprem çalışmış olamaz mı? (Olsa da biz fark edemezdik zaten.)

Şekil-1. Aşkale Sıra dışı depremleri


Şimdi biraz bu yukarıda sıralanan belki de gerçeklere ya da saçmalıklara mantıklı bahaneler (!) bulmaya çalışalım:
1. Belki de Çat 5.1 depremi aslında hatırı sayılır miktarda düşey bileşeni olan bir depremdi. (Üç bileşende göremediğim için odak çözümü yapamıyorum.) Normal fay depremlerinde gerilim rejimi uygulandığında çok fazla elastik deformasyon enerjisi birikmesine gerek kalmaksızın oturan tavan blokunun darbesi ile deprem oluşur. Eğer oturma tam yerine rast gelirse bu kez de zaten depremden önce oluşmuş bir deformasyon söz konusu olmadığından pek fazla artçıların oluşması gerekmez.
2. Bu baskın düşey bileşenli Aşkale’ye yakın Çat depremi, bu kez Aşkale fayındaki deformasyon gerilimi altında kalan segmentte bir deprem fırtınasına (münferit kırılmalara) neden olmuş olamaz mı? Ama bu kez de parçalı kırılmalar oralardaki kısmi gerilimleri sıfırladıkça, en sağlam kısımdaki gerilim daha da artarak, sonunda bu segmentteki 5.3’lük depremi de çalıştırmış olamaz mı?
3. Erzurum fayının Aşkale bölümünün uzantısını güney batıya doğru çizerseniz Pülümür-Ovacık fayına ulaşırsınız. Bu durumda asıl gerilim bu iki eş doğrultulu ve diri fay arasında kalan segmentte gelişir. Bu segment ise KDAFZ üzerindeki Tercan –Tanyeri segmentidir. Kaldı ki bu bölgede KAFZ doğrultusunu süren Yedisu sismik gap segmenti de bu sözünü ettiğimiz segmentle çapraz yapmaktadır.
4. İşte bu yüzden herkes “Bu yörede yüksek magnitüdlü bir deprem beklemekteyim” diyip duruyor.
5. Bana göre de öyle! Ancak asıl mesele bu büyük magnitüdlü depremin ne zaman olacağıdır. Bu günlerde bu netameli bölge epey darbe yedi. En azından sekiz - on gün kadar Tercan – Tanyeri (Mutu) – Yedisu yöresinde (olabildiğince) kapalı mekanlara girilmemesini önermekteyim. Eğer önümüzdeki sekiz on gün içerisinde (yani 10.04.2004 günü sonuna kadar diyelim) bu yörede büyük bir deprem olmazsa, artık tetikleme mekanizmasının “son kullanım tarihi” aşılacak kadar bölgenin kilidinin sağlam olduğu anlaşılacak ve olası bir büyük deprem, bu günlerde değil ama yıllarca ileride daha da güçlü olarak çalışacaktır. Sözün özü eğer bu sekiz on günü depremsiz atlatırsak beklenilen Tercan ya da Yedisu depremi kesinlikle kısa beklentide hemen oluşamaz.
6. Dikkat edilirse bu çalışmada Erzurum şehir merkezine yakın bölgelerdeki bir büyük depremden söz edilmemektedir. Ancak bilinmelidir ki bizim için, Tercan’daki bir kişi de, Erzurum’daki ya da Ankara’daki bir kişi kadar önemlidir. İşte bu yüzden mahcup olmayı da göze alarak geleceğe projeksiyon yapmaya çalışıyoruz.

7. KDAFZ (Kuzey Doğu Anadolu Fay Zonu) deyimi özellikle jeologlar tarafından benimsenmemektedir. Bunun nedeni KDAFZ’nın yaklaşık 80 km eninde ve 250 km boyunda bir alanı kaplamasıdır. Buna Fay zonu demektense ezik zon, kompresyon bölgesi … falan demek daha mantıklı geliyor onlara. Ancak olaya yeryüzünden bakmak yerine, üç boyutta düşünüldüğünde biraz daha değişik sonuçlara varmak olasıdır. Bölgenin neredeyse tamamı neojen volkanitlerle kaplıdır. Bunların kalınlığı yer yer 200 m yi bulmaktadır. Ortalama kalınlıkları 50-60 m kadardır.

Bu kalın örtü katmanı sonradan gelmiş yüzeye yerleşmiştir. Ancak miosenden beri varlığını sürdüren Karlıova makaslaması, sonradan gelen bu örtü katmanı ile doğrudan değil sürtünme ile etkileşmek zorundadır. Bu durumda substratumda (asıl taban kayada) meydana gelen yatay ötelemeler, örtü katmanında kesin bir çizgisellik yerine, geniş yayılımlı bir zon oluşturacaktır. Bunu model tankında elde edilen sonuçlar da teyid etmektedir. Kaldı ki kompresyon bölgesinde eğim atımlı ters faylar oluşması gerekirken bu geniş zonda yanal atımlı faylar oluşmuştur. Dolayısı ile bu geniş fay zonu bir kompresyon ezik zonu olmayıp derin taban kayadaki yanal atımlı ötelemenin örtü katmanındaki genişlemiş dağılımından başka bir şey olamaz. Bunun diğer bir göstergesi de bu zonun KAFZ’ye yanaştığı yerlerde, olayın nasıl plastisite kazandığını gözler önüne seren plastik dönmedir. İşte bu yüzden buraya KDAFZ dememiz gerektiğine inanıyorum.

sismikhaber.org , Doğa Hareketleri Araştırma Derneği sitesidir. www.dohad.org
Gönüllü olmak ister misiniz?